Biraz Sohbet Etsek Mi?

Biraz sohbet etsek mi?

Bir kaç yazıda değişiklikler yapınca bu yazıya böyle başlamak istedim..

Bende hatalar yapabilirim, niyahetinde beni sürekli olarak hataya düşürmeye çalışan bir yanılgı dünyası yaşam alanı sistemi içerisindeyim, çevremde ve yaşamda yanlış olarak ortaya çıkmış ve kendisini doğru olarak kabul ettirmeye çalışan o kadar çok bilgi, oluşum ve yapılanma var ki... Ve bunların içerisinde, merkezinde olarak elbette hatalar yapabilmekle ilgili olabiliyorum... Kesinlikle ben asla hata yapmam gibi bir yanlış inanç içinde olmadım hiç bir zaman, ki geçmiş zamanlardaki hatalarımıda açıklamamla ilgili olarak bu özelliğimide çok iyi bilirsiniz. Bir hata varsa ve onu görmüşsem ve açıklamam gerekiyorsa hiç birşey engel olamaz buna, ne utanırım nede çekinirim, aksine bunu görmüş olmamla ilgili ben sevinirim...

İşte bu son dönemlerde farkına vardığım bir hata olarak, bu işin sandığım kadar çabuk olmayacağını anladım, yani hatam, çalışmaların ve amaçlarımın ve isteklerimin gerçekte olması söz konusu olacak olan zamandan çok daha yakın, çok daha çabuk gerçekleşeceğini sanmamdı...

Bazı kararlarımın kısa bir süre içerisinde olabileceği hatası içine düştüm, ancak anlıyorum ki sandığım kadar çabuk olmayacak...

Biraz zaman alacak...

Bu sebeple bazı yazılarda bazı değişiklikler yaptım, görmüşsünüzdür, böyle hatalarım olabiliyor haliyle anlayabiliyorsunuzdur...

Ama bu hata çok ciddi bir hata ve bilgilerin ve amacın içeriği ve sonucu ile ilgili olmamakla birlikte, belkide ilgili alanlara dair pozitif sonuçlarıda ortaya çıkarabilmesi söz konusu olabilen bir hataydı... Bir zarar verdiğini düşünmüyorum, yani A'yı B yapmadım, sadece A'ların daha çabuk gerçekleşeceği hatasına kapıldım, oysaki yavaş yavaş olmakta ve ben bunu her geçen gün görmekteyim...

O eriyen buzların damlalarını çok daha akar su şeklinde olabilecek sandım...

Herkesin işleri ve hayatı kendine göre zordur ve kolaydır ve göredir şeklindeki açıklamayla, benim işimde oldukça zor ve kolay ve göre diyebilirim...

Çok uzun zaman boyunca bu şekilde, yani bu bilgiler ve çalışmalar yokken biraz daha başıboş kalmış dünya diyebilirim, biraz daha başıboş kalan varlıksal alan diyebilirim...

Tamam iyilik ve onları yaşatmakla ilgili bir çok yapılanma vardı ve onlarda zaten varlıksal alanın sonuçlarıydı, ve bakıldığında zaten hepsi bir direnme mücadelesi içindeydi, ancak varlıksal alanın gerçek kendisini yapılandırması ancak bu bilgiler ve çalışmalarla olmaktadır ve şimdi yapılanmaya başladı ve obsedörler ve oluşumları işte bu çok uzun zaman boyunca hep bunlara engel olmak için bir çok yapılanma ve oluşum meydana getirmiştir...

Bu siyasette, bu toplumlarda, bu afetlerle gördüğünüz bütün olumsuzluklar işte onların uzun zamandır yapılandırdıkları oluşumlarının sonuçları olarak ortaya çıkmıştır, yoksa kötülük neden var, nasıl var, niye yapıyorlar, değil mi?

Bu depremler ve afetlerde obsedör yapılanmaların saldırılarıdır... Merkez iradeyi etkileyerek depremlerin oluşmasını sağlıyorlar ama biz buradan faylar sebepli, yada başka sebepler bularak açıklamalar yapıyoruz, ( fay konusu yanlış demek istemiyorum, o konuda bir aritmetik olduğunu düşünüyorum, depremin olması söz konusu olacak alanlar fay bilgileri ile belirlenmiş şeklinde düşünüyorum ancak gerçek sebep faylar değil, obsedör etkilerin fayları etkilemesi şeklinde de tanımlayabiliriz... ) tarihin olmadığı, bildiğimiz gerçek uzay alanının bulunmadığı bir yaşam alanı sisteminde depremlerinde bu yalanlarla ilgili sebeplerden kaynaklandığını anlamak zor olmaz, bu yalanları yaşamamıza neden olan ne ise depremlerin nedenleride onlardır diyebiliriz, yani depremler ve doğal afetler için simülasyon yaşamındaki düzeni bozmak, düzene zararlar vermek ve sevgi uygulamaları içerisinde olan toplum anlayışını yok etmektir şeklinde çok zarar verici sonuçları olan obsedör saldırılardır diyebiliriz...

Ve bu durumu bilerek, ortaya çıkan bütün sorunları bilerek önlemler almakda, depreme dayanıklı alanlar ve binalar oluşturmakda işte bu saldırıları etkisiz kılacak olan çalışmalar olmaktadır. Ve aynı zamanda bütün deprem uzmanlarının ve bilim insanlarının bu konuda varlıksal alanı temsil eden kanal alanlar, bilgilendirici alanlar olarak görüyorum...

Bilim, varlıksal alanın dünya yaşam alanı sistemini daha düzenli ve yaşanabilir hale getirmek için ortaya çıkardığı bir çalışmalar bütünlüğüdür.

Yozlaşmış olanları ve ilgili bilimsel konularda yanlış bilgi veren alanları, obsedör etkiler altında kalan diğer dünya yaşam alanı sistemi alanları gibi de tanımlayabiliriz...

Daha önce söylemiştim hatırlarsanız, kendi kendine bir düzeni olan ve bizimle ilgili olmayacak şekilde yapılanmış bir yaşam alanında yaşamakta ne demek? Doğa tamamen böyle yapılandırılmıştır, oysaki bir yerde yaşıyorsak bütün özellikleri ile bizim varlıksal durumumuza uygun olmalı, değil mi?, işte afetlerde dünya düzeninin başka bir saçmalığıdır...

Peki bu kadar acı yaşanıyor, çocuklar ölüyor, bebekler ölüyor, bunlara nasıl dayanabiliyorsun, bu görüntülere, bu acılara şeklinde bir soru geliyor uzun zamandır kulağıma...

Bunada cevap vereyim...

Siz simülasyonsunuz ben simülasyondayım bilgisi aslında yeterince açıklayıcı...

Sizin iradenizin olmaması durumunun bir sonucu olarak sizlerin dolayısı ile varlıksal özelliklerinizde yoktur, yani gerçek anlamda duyularınız, yani hissetme duyunuz, görme duyunuz, duyma duyunuz şeklinde tek bir tane bile duyunuz yoktur, çünkü henüz iradesi olan varlıklar değilsiniz, bir iradeye bağlı olarak ancak iradesi varmış taklidi yapmakla ilgili olacak şekilde yapılandırılmış varlıksal oluşumlarsınız, renşalar dedik işte bu durumunuza...

Mesela Valerian Bin Gezegen İmparatorluğu filmi geldi aklıma örnek vermek için, orada filmin ilk sahnesinde Valerian ve Laureline bir sahilde güzel bir vakit geçiyorlar ve sonra sahil simülasyon sistemini kapatıyorlar, işte siz o simülasyon sistemi içerisindeki görüntüler gibisiniz, o sahil görüntüsünün içerisinden gelen bir insansınız, çok daha gelişmiş bir teknolojik yapılanma şeklinde, sizi siz yapan özel kodlarınız ve bilgileriniz var ve bende filmde Laureline'yim diyebiliriz, yok Valerian değilim:)...

Ve işte durum böyle olunca sizler size cimcik atıldığında canınızın acıdığına dair gerçekmiş gibi taklitler yaparak bağırırsınız, oysaki gerçek anlamda ne bir acı duyarsınız, nede gerçek acının ve ıstırabın ne demek olduğunu bilirsiniz, ama duymuş gibi bağırırsınız, tepki verirsiniz, üzülürsünüz, bunların hepsi size cimcik atıldığında ne yapmanız gerektiğini size bildiren bilgilerin ve kodlanmaların sonucu olarak yaşanıyor, ama bana cimcik atılsa gerçekten canım acır, ıstırap çekerim, gerçekten üzülürüm, bütün varlıksal özelliklerin sonuçlarını ben gerçekten yaşıyorum, ama sizler değil...

İnsanoğlu bir rüyadadır derler hani, işte bu durumunuz bana bu sözü hatırlatır hep, zem durumu içerisinde benimle ve hakikatle ilgili olabilmekten şu sıralar uzaklaştırılmış ve engellenmiş ve varlıksal özellikleriniz olmadan, iradeleriniz olmadan ama varmış gibi yaşamalarla kendinizi tanımlayabileceğiniz şekilde bir durumu yaşıyorsunuz ve işte sizin acı çekmemeniz, sizin ıstırap çekmemeniz benim bütün bu yaşanan acılar ve olaylar ve çocukların durumundaki tek tesellim...

Yoksa asla dayanamazdım, buna katlanamazdım...

Öyle görüntüler görüyorum ki, işte onların nasıl meydana geldiğini, bir çoğunun simülasyon düzeneğinde hazılandığını da bilerek ve bu hakikat bilgisi ile kendimi teselli ederek dayanabiliyorum... birde içimde olan Şix anneden, anne olmaktan bahsediyorken öyle görüntülere yoksa nasıl dayanırım ben, mümkün değil...

Ama hakikat bu konuda beni yeterince teselli ediyor... İşte sorunuzun cevabı genel olarak bu...

Ve ilk konuya gelirsek tekrar, dolayısı ile sandığım kadar çabuk olmayacak olmasını düşündüğüm olaylar, bunu sanarak bazı kararlar vermiş olmamdı tekrar edersek hatam, bu süreçte...

Yoksa zamanı gelince yazılan bilgilerin hemen olabilmesi söz konusu kesinlikle olacak. Bundan emin olabilirsiniz, ki bir başkan açıkça söylemiş ve sonra simülasyon değiştirmeye çalışmış açıklamasını, böyle oluyor işte olaylar, açıkça bunu ifade etmiş, işte sonrasında o açıklamayı değiştirmeye çalışan obsedör yapılanmaların merkez irade ve simülasyon üzerindeki etkileriydi diyebilirim, ben ise daha yeni gördüm o açıklamayı...

Ve birde düzenlemem gerekirse o açıklamayı hükümdar yerine anne, boyun eğmek yerine herkesin isteyerek ve severek kabul etmesi şeklinde düzeltilmesi doğru olur tatlım... Ama işte söyleyebildiği kadar ve buna merkez irade izin verebildiği kadar...

Varlıksal alanın en büyük özelliği bu bir kere, size hatırladığımı da anlatmıştım... Merkez irade obsedör sorunlardan kurtulduğu ve temizlendiğinde herşey istenilen ve yazılan ve sevgi ve vissa uyumlu olacak şekilde meydana gelecek...

Bundan yüzde yüz emin olmanın mutluluğu ve umudu ile, bu durumun çok çabuk olmayacağı düşünceleri ve bunu geçmişte sanmış olmamla ilgili yaptığım hatalarıda bildirerek, herkese sevgiler diliyorum...

Ne kadar sürerse sürsün, nasıl olaylar yaşanırsa yaşansın, ben hep burada olacağım, artık başıboşluk yok...

Kendinize iyi bakın...

Sevgiler

Artık gülmeye başlayalım, gülerken sorunlarımızı çözme hali içinde olalım... Tık.:)